Üroloji

Üroloji, erkek ve kadının idrar yolları ile erkek üreme organlarını konu alan ve bu sistemlerin hastalıkları ile uğraşan cerrahi tıp bilimidir. Özetle aşağıdaki uzuvlarla ilgili her türlü rahatsızlık ürolojinin ilgi alanında yer alır.

  • Böbrekler
  • İdrar kanalları
  • Mesane
  • Prostat bezi
  • Meni kanalları
  • İdrar borusu
  • Testisler

Üroloji, hem erişkin hem de çocuk hastalarla ilgilenir. Üroloji alt branşları aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Çocuk Ürolojisi
  • Androloji (Cinsel İşlev Bozuklukları Tanı ve Tedavisi)
  • Ürolojik onkoloji (Uro-oncology)
  • Kadın ürolojisi- Ürojinekoloji
  • Nöro-üroloji (Neurourology)
  • Böbrek Hastalıkları

Androloji ( Cinsel İşlev Bozuklukları Tanı ve Tedavisi)

Androloji, erkek ve kadın cinsel sağlığı ve erkek kısırlığı alanlarını inceleyen tıp dalıdır. İlgi alanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Erkeklerde ereksiyon kusurları
  • Kadın cinsel işlev bozuklukları
  • Erkek kısırlığı

Erkeklerde Ereksiyon Kusurları

Sertleşme sorunu her on erkekten birini etkileyen yaygın bir problemdir.  Sertleşme sorunu başarılı cinsel teması sağlayabilecek sertlik düzeyine ulaşamama veya bu sertlik düzeyini yeterince sürdürememe hali olarak tanımlanır. 40 yaş üstü erkeklerde daha sık gözükmektedir. Sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin diğer cinsel fonksiyonları çoğu zaman normaldir.

Sertleşme sorununun nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Psikolojik nedenler: Psikolojik nedenler arasında depresyon, stres ve anksiyete başta gelir.
  • Damar hastalıkları
  • Sinir sistemi hastalıkları
  • Yüksek tansiyon ve diyabet
  • Sigara kullanımı
  • İlaçlar: Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve psikiyatrik hastalıklar için kullanılan birçok ilaç sertleşme sorununun nedeni olabilir.
  • Hormonal nedenler: Sertleşme sorunu ancak doktor tarafından yapılan muayene sonrasında teşhis edilebilir. Hastadan edinilen bilgiler ve fizik muayeneyle çoğu zaman tanı konulur. Tanı koymaya yardımcı bazı basit tetkikler istenebilir.

Tedavi yönteminin seçimi nedenin fiziksel veya psikolojik olmasına bağlıdır. Sorun psikolojikse, seks terapisi konusunda uzmanlaşmış psikologların yardımı alınmalıdır.

Fiziksel nedenlere bağlı sertleşme sorununda kullanılan 4 ana tedavi yöntemi vardır:

  • Ağız yoluyla kullanılan ilaçlar
  • Vakum cihazı
  • Penis içine enjeksiyon: İnce bir iğne yardımıyla damar genişletici ilaçlar enjekte edilir. Bu ilaçlar penis dokusunu gevşetmek ve damarları genişletmek suretiyle etki eder
  • Penis protezi: Penis protezi cerrahi müdahale ile penis içine yerleştirilen iki adet sentetik silindirden oluşur. Protez idrar yapma eylemini ve boşalma, orgazm gibi cinsel fonksiyonları etkilemez

Bu tedavi yöntemleri nedeni ortadan kaldırmaz. Fakat cinsel teması sağlayacak sertleşme düzeyine ulaşılmasını sağlar.

Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları (İsteksizlik, ağrı sendromları, uyarılma bozuklukları vb.)

Cinsel işlev bozukluğu çeşitli organik ve psikolojik nedenlerle oluşabilir. Kadınlarda görülme sıklığı %40 seviyelerindedir. Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları aşağıdaki şekilde gruplandırılır.

Cinsel istek bozuklukları (tiksinti vb)

  • Cinsel isteğin azlığı/yokluğu hatta cinsellikten tiksinme şeklinde görülebilir
  • Organik ve psikolojik nedenlerle oluşabilir.
  • Cinsel tiksintiler ise cinsel aktiviteye, cinsel organlara ya da sıvılara karşı olabilir. Sebepleri arasında çocukluktaki gelişme dönemlerine ait takıntılar, yanlış/yetersiz cinsel bilgiler, tecavüze veya travmaya maruz kalma, partnerin uygunsuz ve taciz edici yaklaşımları, cinselliğe karşı korku ve endişe sayılabilir.

Uyarılma bozuklukları

  • Uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda ön sevişme ve cinsel ilişki boyunca zevk almaya yetecek kadar uyarı oluşmaz. Sebepler arasında sistemik hastalıklar (diabet gibi), hormonal problemler, menopoz, ilaç kullanımı, cerrahi girişimler sonucu ortaya çıkabilen sinir zedelenmeleri sayılabilir.

Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni)

  • Tıp dilinde “disparoni ” olarak tanımlanır ve cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması anlamama gelir. Kadınlarda cinsel organlara yönelik cerrahi girişimlerden sonra %30 oranında ağrı bozukluğu gelişmekte ve bu şikayetle kliniğe başvuran kadınların %40′ında üreme organlarına ait tıbbi problem saptanmakladır

Vajinismus

  • Vajinismus; vajinanın 1/3 dış kısmının cinsel ilişki aşamasında istemsiz olarak kasılması ve penisin girişine engel olmasıdır. Travma, tecavüz ve geçirilen cerrahi girişimler sonucu gelişebilir. Bunun dışında doğum sırasında açılan ve dikiş atılan bölgede oluşan dokular cinsel organlara ve cinsel salgı bezlerine ait iltihaplı hastalıklar ve menopozdaki vajinal değişiklikler nedeniyle de oluşabilir.
  • Vajinismus sıklıkla psikolojik nedenlerle veya yetiştirilme koşullarına bağlı olarak da karşımıza çıkmaktadır. Tıbbi tedavi, psikoterapi ve cinsel terapi görülmesini gerektirir.

Cinsel işlev bozukluklarında önce gerekçe tespit edilerek gerekçeyi ortadan kaldıracak tedavi yöntemi uygulanır.

İlaç veya vakum gibi cihazlı terapilerden, psikoterapiye kadar uzanan bir tedavi yelpazesi vardır. Yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar sürmektedir.

Erkek kısırlığı (infertilite)

İnfertilite genel olarak üreme fonksiyonunun yerine getirilememesi olarak tanımlanır.

Erkek infertilitesi birçok sebebe bağlıdır. Sperm üretim bozuklukları, sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, sperme karşı antikor varlığı, testis travması, hormonal bozukluklar, anatomik problemler, varikosel, geçirilmiş hastalıklar, enfeksiyonlar ve bazı ilaçlar infertiliteye yol açabilir. Ayrıca sigara ve alkol kullanımı, testis ısısının yükselmesi ( yüksek ateş, dar pantolon giyme vb. nedenlerle) aşırı kilo ve aşırı egzersiz gibi dış nedenlerin etkisiyle de oluşabilir.

İnfertilite tanısı için öncelikle hastanın tıbbi öz geçmişi ve alışkanlıkları ( sigara vb) değerlendirilir. Ardından fiziksel muayene yapılır. Teşhis meni analizi, idrar analizi, hormon analizi gibi tetkiklerle desteklenir.

Tedavi genel anlamda sorunun kaynağına yönelik olarak yapılır. Enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar ilaç verilerek tedavi edilir.

İnfertil erkeklerin % 60′ında varikosel bulunur. Varikosel sperm üretimini etkiliyorsa veya testiste küçülme yapıyorsa tedavi edilir. Varikosel ameliyatı mikroskop altında yapılmalıdır. Bu sayede gözle görülemeyen küçük damarların bağlanması ameliyat başarısını arttırır ve varikosel tekrarlamasını önler.

Sperm kanallarının prostata açılan yerindeki darlık yapan sebepler tespit edilirse, endoskopik olarak kesilerek açılır. Diğer düzeylerdeki tıkanıklık bölgeleri ise mikroskop altında bulunup çıkartılır.

Hamilelik için yardımcı üreme teknikleri kullanılır. Yardımcı üreme tekniklerinden en yaygını tüp bebek yöntemidir

Ürolojik Onkoloji

Ürolojik organların kanserleri ile ilgilenen üroloji alt bölümüdür.

Ürolojik kanserler erken teşhis edildiğinde tedavisi de mümkün olmaktadır.  Başlıca ilgili alanları şunlardır:

  • Prostat kanseri
  • Mesane kanseri
  • Böbrek kanseri
  • Testis kanserleri

Prostat Kanseri

Sadece erkeklerde görülen Prostat kanserinin sebebi tam olarak bilinmese de yaş, ırk ve genetik faktörlerin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Bu etkenler arasında yaş en önemli etken olarak öne çıkmaktadır. Prostat görülme sıklığı 50 yaş ve üzerinde ciddi artış göstermektedir.

Prostat kanseri bazı hastalarda hiç belirti vermez. Bazı hastalarda ise sık, güçlü, ağrılı idrar yapma; idrarda kan ve iltihap olması; damla damla idrar yapma gibi belirtiler görülebilir. Ancak bu belirtiler sadece prostata ait belirtiler olmadığı için emin olmak için mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

Prostat çok yavaş ilerlediğinden ilaçla tedavi edilebildiği için cerrahi operasyonla da tedavi yapılabilir.

Mesane Kanseri

Mesane (idrar torbası) idrarın birikmesi ve boşalmasını sağlayan organımız olup, mesaneyi oluşturan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasına da mesane kanseri denir Mesane kanserlerinde erken tanı ve tedavide genellikle tam olarak iyileşme söz konusudur. Genellikle 50-70 yaş arasında sıklıkla görülür ve erkeklerde kadınlardan 3 misli daha fazladır. Bu hastalık sigara içenlerde boya, kimya ve lastik sanayiinde çalışan işçilerde daha fazla görülür. Çoğunlukla idrarda kan görülmesi yoluyla kendini gösterir. Ancak idrardan kal gelmesi sadece mesane kanserine özgü bir belirti değildir.

Mesane kanserinin kesin tedavi planı mesane kanserinin yayılım derinliğine ve kanserli hücrelerin saldırganlık derecesine göre düzenlenmektedir

Mesane kanserinde tespit edildiğinde temel olarak yapılacak ilk işlem ameliyathane şartlarında tümoral kitlenin mümkün olan en fazla şekilde endoskopik olarak kazınmasıdır Bu ameliyat sonrası alına parçaların patolojik incelemesi sonucunda mesane kanserinin kesin tanısı ve ne kadar ilerlediği belirlenecektir.

Saldırganlığı düşük yüzeysel mesane kanseri  tedavisi TUR-Mesane tümörü operasyonu ile mesanenin kanserli dokudan arındırılması ve nüks oranlarının düşürülmesi için idrar kesesinin içinin immunolojik veya kemoterapötik ilaçlarla yıkanması esasına dayanır.

Saldırganlığı yüksek kas tabakasına yayılmış mesane kanserlerinde mesanenin tamamen çıkarılması ve idrarın biriktirilmesi için bağırsaktan yapılan yeni torbanın eski idrar kesesi yerine takılması yöntemi sıklıkla kullanılmaktadır.

Böbrek Kanseri

Böbrek kanseri genellikle 50-70 yaşları arasında ortaya çıkar. Erkekte kadına göre 2- 3 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, sigara,  genetik faktörler, yüksek tansiyon,  şişmanlık,  mesleki risk faktörleri ( çelik endüstrisi, petrol, kadmiyum, kurşun endüstrisi çalışanları)  ve radyasyona maruz kalma gibi faktörler riski artırmaktadır.

Böbrek kanserleri başlangıçta fazla belirti vermezler. Ancak tümör ilerledikçe idrarda kan, ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı, tekrarlayıcı yüksek ateş, yüksek tansiyon ve kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkar.
Cerrahi böbrek tümöründe esas tedaviyi oluşturur. Radyoterapi cerrahiyi destekleyici olarak uygulanabilmektedir.

Testis Kanserleri

19–44 yaşları arasındaki genç erkeklerde en sık rastlanılan kanser türüdür. Erkeklerde görülen kanserlerin %1 ini oluşturur. Kafkasyalı erkeklerde görülme sıklığı diğer ırklara oranla daha fazladır.
En yaygın belirtileri ağrı, herhangi bir testiste kitle veya büyümedir. Testis kanserinde ürologlar tarafından yapılan cerrahi müdahale sonrası kemoterapi ile tedavi uygulanabilmektedir.

Kadın Ürolojisi ( Ürojinokoloji)

Başlıca ilgi alanları şunlardır:

  • İstemsiz idrar kaçırma
  • Aşırı aktif mesane
  • Pelvik organ sarkmaları

İstemsiz İdrar Kaçırma

Mesanenin (idrar torbasının) iki önemli fonksiyonu vardır. Birisi idrarı depolamak diğeri ise boşaltmaktır. İdrar depolama işlevinin aksadığı durumlarda idrar kaçırma ortaya çıkar. Bu durum her zaman mesaneden kaynaklanmayabilir. İdrar yolunun son kısmındaki tıkanmalar, idrar yolu enfeksiyonları, idrar tutucu mekanizmanın hasarlanması da değişik türden idrar kaçırmalara neden olmaktadır.

Özellikle kadınlarda gülme, öksürme ve ağır kaldırma sırasında ortaya çıkan idrar kaçırma oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Bu durum genelde fazla sayıda ya da zor doğum yapan kadınlarda veya değişik nedenlerle karın alt kısımdaki adalelerin gevşemesi sonucunda ortaya çıkar. Fazla kilonun da bu duruma olumsuz katkısı bulunmaktadır.

İdrar kaçırma, bir hastalık değil bir belirtidir. Genelde tehlikeli bir durumun habercisi olmamakla birlikte kişinin hayatını olumsuz etkiler.

Nedenler saptanarak, önce egzersizler veya ilaç tedavisi denenir. Günümüzde bu soruna karşı oldukça etkili ilaçlar bulunmaktadır. İlaç tedavisinin süresi ve dozu ise hastadan hastaya değişiyor. Ancak stres idrar kaçırma tipi ilaç tedavisine yanıt vermez.

Aşırı Aktif Mesane  

Yaşam kalitesini ciddi oranda bozan bir rahatsızlıktır. Bireyler günlük yaşamlarını etkileyecek sıklıkta tuvalete sık gider ve ani sıkışmalar nedeni ile ileri durumlarda idrar kaçırmalar da gerçekleşir. Yapılan araştırmalar 20-70 yaş arasındaki kadınların %60’ında hayatlarının bir döneminde veya sürekli olarak bu şikayetin olabileceği bildirilmiştir..

Pelvik Organ Sarkmaları

Mesane, rahim, makat ve bağırsakların sarkması hem anatomik hem de gündelik yaşamda ciddi sorunlar yaratabilmektedir. Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi yoluyla, egzersiz ve biofeedback tedavileri ile rahatsızlık erken evrelerde cerrahisiz tedavi edilebilirken, daha ileri evrelerde de artık son derece basit cerrahi müdahalelerle bayanları bu dertten kurtarmak mümkün olabilmektedir.

Böbrek Hastalıkları

Böbrek, kanımızdaki zararlı maddeleri süzme görevini yerine getiren bu organımızdır. Böbrekte görülen başlıca rahatsızlıklar şunlardır:

  • Nefrit
  • Albumin
  • Böbrek taşları
  • Üremi
  • Böbrek kanseri
  • Böbrek yetmezliği

Nefrit

Böbreğin iltihabi hastalıkları nefrit olarak isimlendirilir. Bu hastalık böbrek yetmezliğinin oluşmasındaki en önemli sebeplerden birisidir. Mikrobik ve mikrobik olamayan nefrit olarak 2’ye ayrılır.

  • Mikrobik Nefrit ( Piyelonefrit)

Diğer bir ismi de üst idrar yolu enfeksiyonudur. Daha çok bakterilerle oluşan ani başlangıç gösteren bir hastalıktır. Etken nadiren virus veya mantardır.
Mikrobik nefritin belirtileri şunlardır:

  • Ateş
  • Terleme
  • Titreme
  • Böğür ağrısı
  • Ağrılı idrar yapma
  • Sık idrara çıkma
  • Acil idrar yapma isteği

Kesin tanı idrar kültürü ile konur.

Antibiyotik tedavisi ile genellikle sonuç alınır.  Apse olmuşsa nadiren cerrahi operasyon gerekebilir. Doğru bir tedavi ile, hastalığın kalıcı olarak ve böbreğe bir hasar vermeden tedavisi mümkündür. Tedavi edilmemiş veya geç vakalarda hastanın kanına mikrop karışarak hastanın kaybedilmesine yol açabilir

  • Mikrobik Olmayan Nefrit

Glomerülde ( Böbreğe gelen kanın süzüldüğü filtre) ya da tübülde  (süzülen kanın idrara dönüştüğü uzun, yer yer kıvrımlı borular) iltihap oluşması durumudur.  Mikrobik olmayan nefritin belirtileri şunlardır:

  • Sık idrara çıkma
  • Gece uykudan uyanıp idrara gitme
  • Yüksek tansiyon
  • İdrarla tuz, şeker, amino asit, protein kaybı
  • D vitamini ve kan üretim hormonu (eritropoietin) yapımında azalma
  • Kansızlık
  • Su ve tuz dengesinde bozulma
  • Böbrek yetmezliğidir.

Hızlı ilerlediği durumlarda kronik böbrek yetmezliği oluşur ve hasta diyaliz ihtiyacı duyabilir. Her hastada tedavi yöntemi farklıdır. Böbrek biyopsisine göre tedavi şekli belirlenir.

Albumin

Böbreğimizde bulunan idrar süzme kapsüllerinin tam randımanlı olarak çalışmamasından dolayı oluşan bir hastalıktır.

Böbrek Taşları

Kişide bulunan idrar yollarında oluşan iltihap sonucu eğer bir tıkanma olur ise, buradaki maddeler çökelerek vücudumuzda böbrek taşlarını oluşturmaktadır. Bunun sonucunda böbrek taşları da böbreğimizde ciddi anlamda şiddetli ağrı ve kanamalara sebebiyet vermektedir. Bazen bu hastalıkta idrarın kanlı çıktığı da görülmüştür.

5 mm’ ye kadar olan taşların büyük çoğunluğu ilaç tedavisi ve bol sıvı alımı ile düşürülebilir. Taşın boyutu büyüdükçe müdahalesiz düşürme olasılığı azalır.

ESWL (Vücut dışından şok dalgaları ile taş kırma) böbrek taşlarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. Vücut dışında oluşturulan şok dalgaları taş üzerine odaklanarak tedavi sırasında taş küçük parçalara bölünür. Daha sonra bu parçaların idrarla atılması beklenir.

Perkütan Nefrolitotripsi (PNL) böbrek içindeki taş 2 cm’den büyük olduğunda veya ESWL ile kırılamadığında uygulanan güncel bir endoskopik ameliyat yöntemidir. Genel anestezi altında bel bölgesinde 1 cm’lik kesiden oluşturulan bir yoldan böbreğin içerisine girilerek taşlar bir bütün halinde veya kırılarak aynı yoldan dışarı çıkartılır.

Diğer bir cerrahi tedavi yöntemi ise üreteroskopidir. Bu yöntemde üreteroskop denilen aletler ile üreter içine girilerek, taşlar lazer ile kırılır. Üreteroskopinin avantajı, üreteroskopların kıvrılabilir olması ve bu nedenle de böbreklerdeki cepçiklere dahi girebilmesidir.

Üremi

Kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin, idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalması durumunda meydana gelen hastalığa da üremi denir. Bu hastalık böbreğin yeterli derecede üreyi süzememesi sonucu oluşmaktadır. Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık, gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Böbrek Kanseri

Böbrek kanseri genellikle 50-70 yaşları arasında ortaya çıkar. Erkekte kadına göre 2- 3 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, sigara,  genetik faktörler, yüksek tansiyon,  şişmanlık,  mesleki risk faktörleri ( çelik endüstrisi, petrol, kadmiyum, kurşun endüstrisi çalışanları)  ve radyasyona maruz kalma gibi faktörler riski artırmaktadır.

Böbrek kanserleri başlangıçta fazla belirti vermezler. Ancak tümör ilerledikçe idrarda kan, ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı, tekrarlayıcı yüksek ateş, yüksek tansiyon ve kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkar.

Cerrahi böbrek tümöründe esas tedaviyi oluşturur. Radyoterapi cerrahiyi destekleyici olarak uygulanabilmektedir.

Böbrek Yetmezliği

Böbreğin başlıca işlevleri vücut su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır. Böbrek yetmezliğinde böbreğin bu işlevlerinde bozulma olur. Böbrek yetmezliği ani (akut) veya sinsi (kronik) seyirli olmak üzere iki şekilde gelişebilir.

Akut böbrek yetmezliğinin nedenleri şunlardır:

  • Ağır kanama, kusma, ishal, yanık sonucu kan basıncında düşme
  • Gebelik zehirlenmesi, sağlıksız koşullarda yapılan  düşükler
  • Kalp yetmezliği
  • Böbrek hastalıkları
  • İdrar yollarında tıkanıklık
  • Geçirilen ameliyatlar
  • İlaçlara bağlı akut böbrek yetmezliği sık karşılaşılan bir sorundur ve bu nedenle ilaçlar kesinlikle doktor denetiminde kullanılmalıdır.

Kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri şunlardır:

  • Nefrit
  • Şeker hastalığı
  • Hipertansiyon
  • Taş, tıkanma, tümör gibi idrar yolu hastalıkları
  • Böbrek kistleri

Böbrek yetmezliğinde görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Gece idrara kalkma
  • Halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı
  • İdrar miktarında azalma,
  • Hipertansiyon
  • El, ayaklar ve göz etrafında şişmeler
Nasıl Yardımcı Olabiliriz ?